Gerek şirketlerin gerekse şahısların faaliyetlerini yürütürken idari kurumlar ile ilişki içerisinde olmasından ve idari makam kararlarına duyulan ihtiyaçtan dolayı idari işlemlerin iptali ya da idarenin eylemlerinden dolayı tazminat talep edilmesi gereken durumlar oluşabilmektedir.
İdare hukukunun her alanında gerek iptal davası gerekse tam yargı davalarında İlke Hukuk ve Arabuluculuk Bürosu hizmet vermektedir.
İdare Hukuku kapsamında temel olarak verilen hizmetler
İlke Hukuk ve Arabuluculuk Bürosu olarak, aile ilişkilerinden kaynaklı uyuşmazlıkların önlenmesi amacıyla danışmanlık; çözümlenmesi amacıyla icra ve dava hizmeti vermektedir.
Aile ve Miras Hukuku kapsamında temel olarak verilen hizmetler
Sağlık hukuku disiplinler arası bir hukuk dalıdır. Borçlar hukuku, medeni hukuk, anayasa hukuku, idare hukuku, ceza hukuku gibi birçok hukuk dalıyla bağlantılıdır.
İlke Hukuk ve Arabuluculuk Bürosu kurucusu Av. Seda Gezginci yüksek lisans tez çalışmasını sağlık hukuku alanında yapmış olup sağlık hukuku konusunda hakemli hukuk dergisinde yayımlanmış makale de kaleme almış İstanbul Barosu Sağlık Hukuku Komisyon üyeliği yapmış eski sağlık hukuku ve sigorta hukuku bilirkişisidir.
Faaliyet alanı bakımından hukuk çok yönlü bir dal olduğundan hukuki danışmanlık ve dava hizmeti sunarken tecrübelerini seçkin uzmanlar ve akademisyenler ile birleştirmekte, gerek görülen alanlarda çözüm ortaklıkları kurmaktadır.
Sağlık Hukuku/Tıp Hukuku kapsamında temel olarak verilen hizmetler
Tıbbi uygulama hataları dahil hekim, hasta ve hastane ilişkisinden doğan uyuşmazlıklarda, rücu davalarında gerek hekim, gerek hastane gerekse hasta ve hasta yakını taraf vekilliği hizmetinin verilmesi
Sağlık çalışanlarının haklarına ilişkin uyuşmazlıklarda gerek hastane gerek hasta ve hasta Yakınları gerek idari soruşturma safhasında gerekse sigorta şirketleriyle yapılacak görüşme ve yazışmalarda danışmanlık hizmeti verilmesi
Sağlık hukukunu ilgilendiren her hususta icra, dava vedanışmanlık hizmeti verilmesi
Alternatif uyuşmazlık çözüm yollarında (arabulucu, tahkim, sulh v.b) taraf vekili sıfatı ile sürece katılma,
Çalışanlar, şirketlerin sürekliliği ve büyümesini sağlayan en büyük değerlerden biridir. Uzun süreli işçi – işveren ilişkisini sağlayabilmek ve uyuşmazlıkların doğmasına engel olabilmek doğru bir yapılanma ile mümkün olabilmektedir.
İlke Hukuk ve Arabuluculuk Bürosu en çok da bu sebeple şirketlerin iç işleyişine hakim olmayı, şirketin yatırımlarını ve şirketi tanımayı ön planda tutarak uzun süreli, düzenli hukuk müşavirliği yöntemi ile çalışmayı prensip edinen önleyici hukuk hizmeti vermekte, gelecekte doğabilecek muhtemel hukuki problemlere müvekkillerin teknik ekipleriyle birlikte yanıt aramanın daha az risk barındıracağını, süreklilik ve ticari büyümeye katkısı olacağını vurgulamaktadır.
Faaliyet alanı bakımından hukuk çok yönlü bir dal olduğundan hukuki danışmanlık ve dava hizmeti sunarken tecrübelerini seçkin uzmanlar ve akademisyenler ile birleştirmekte, gerek görülen alanlarda çözüm ortaklıkları kurmaktadır.
İşHukuku kapsamında temel olarak verilen hizmetler
Sıklıkla mevzuat değişikliği yapılan vergi hukuku alanı temelinde tarihsel süreçte devletin vergilendirme yetkisini kullanması üzerine getirilen kısıtlamaların bir bütünüdür. Bu kısıtlamalar iç hukuk ya da uluslar arası alanda da olabilir.
İlke Hukuk ve Arabuluculuk Bürosu kurucusu Av. Seda Gezginci çalışma hayatına 1998 yılında Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğrenci iken muhasebe ofisinde çalışarak atılmış muhasebe disiplinine, meslek mensuplarına ve vergi hukukuna daima çok yakın ve özel ilgi duyarak çalışma hayatını yönlendirmiştir. Uzun yıllardır ve halen Yeminli Mali Müşavir Kamber Gezginci’ye vergi hukuku danışmanlığı hizmetini sürdürmekte, İstanbul Barosu Vergi ve İdare Hukuku Komisyon üyeliğine de devam etmektedir.
Faaliyet alanı bakımından hukuk çok yönlü bir dal olduğundan hukuki danışmanlık ve dava hizmeti sunarken tecrübelerini seçkin uzmanlar ve akademisyenler ile birleştirmekte, gerek görülen alanlarda çözüm ortaklıkları kurmaktadır.
Vergi Hukuku kapsamında temel olarak verilen hizmetler
Ticaret Hukuku pratikte her gün ticaret hayatının gereklilikleri, teknolojik gelişmeler v.b çok sayıda faktörün etkisiyle uygulaması sürekli değişiklik gösteren canlı bir alandır.
İlke Hukuk ve Arabuluculuk Bürosu olarak en çok da bu sebeple şirketlerin iç işleyişine hakim olmayı, şirketin yatırımlarını ve şirketi tanımayı ön planda tutarak uzun süreli, düzenli hukuk müşavirliği yöntemi ile çalışmayı prensip edinen önleyici hukuk hizmeti vermekte, gelecekte doğabilecek muhtemel hukuki problemlere müvekkillerin teknik ekipleriyle birlikte yanıt aramanın daha az risk barındıracağını, süreklilik ve ticari büyümeye katkısı olacağını vurgulamaktadır.
Faaliyet alanı bakımından hukuk çok yönlü bir dal olduğundan ulusal ve uluslararası şirketlere hukuki danışmanlık ve dava hizmeti sunarken tecrübelerini seçkin uzmanlar ve akademisyenler ile birleştirmekte, gerek görülen alanlarda çözüm ortaklıkları kurmaktadır.
Şirketler Hukuku ve Ticaret Hukuku kapsamında temel olarak verilen hizmetler
Şirketler hukukunu ve ticaret hukukunu ilgilendiren her hususta icra, dava ve danışmanlık hizmeti verilmesi Alternatif uyuşmazlık çözüm yollarında arabulucu, tahkim, sulh v.b) taraf vekili sıfatı ile sürece katılma, Şirketlerin insan kaynakları, muhasebe v.bbirimlerine hukuk müşavirliği çatısı altında danışmanlık hizmeti verilmesi
Arabuluculuk, çok eski çağlardan beri kullanılan bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Uzak Doğu ve Afrika’da arabuluculuğun tarihçesinin eski çağlara kadar gittiği bilinmektedir. Hatta pek çok kültürde arabuluculuk, alternatif değil, temel uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak kullanılmıştır. Osmanlı’da ulemanın bazı faaliyetleri, modern anlamda arabuluculuğu çağrıştırmakta ve Anadolu kültürü içinde bu yöntemin aslında hiç yabancı olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla arabuluculuk, yeni bulunmuş bir barışçı çözüm yöntemi değildir. Yeni olan, arabuluculuğun ayrı bir kurum, usul ve meslek olarak düzenlenmesidir. Modern anlamda arabuluculuk, Amerika Birleşik Devletleri’nde 1960’lı yılların sonunda sıklıkla kullanılmaya başlamıştır. Özellikle ticari, etnik ve dinî grupların kendi aralarındauyuşmazlık çözümünde kullanılan bu yöntem, modern arabuluculuğa örnek teşkil etmiştir.Hâlihazırda pek çok alternatif uyuşmazlık çözümüne ilişkin hükümlere (örneğin; Av. K. madde 35/A, CMK madde 253 vd., TKHK madde 66 vd. gibi) sahip olan ülkemizde de dünyadaki gelişmelere kayıtsız kalınmamıştır. 2012 yılında 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu (“Kanun”) ve Kanun’un uygulanmasına ilişkin olarak 2013 yılında Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği (“Yönetmelik”) kabul edilmiştir.
Hiç şüphesiz ki arabuluculuk konusunda yaşanan gelişmelerin temelinde, adalete erişimdeki sorunlar ve uyuşmazlıkların veya daha geniş ifade ile çatışmaların dostane yolla çözülmesi neticesinde elde edilmek istenilen toplumsal barış hedefi yer almaktadır. Arabuluculuk, hukukumuzda yargılama, tahkim ve diğer uyuşmazlık çözüm yöntemleri gibi adalete erişim araçlarından biri olarak kabul edilir. Adalete erişimin temelleri Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 2, 5, 9, 10, 36, 141/4. maddeleri ve HMK’nın 77. maddesinde yer almaktadır. Arabuluculuğun, kanunla düzenlenmesi kanun koyucu tarafından arabuluculuğa erişim araçlarından biri olarak kabul edildiğinin en açık göstergesidir.
ARABULUCULUK UZMANLIK ALANLARI
İş Hukuku Uzman Arabuluculuk
Aile Mahkemeleri Alanına Giren Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk
Asliye Hukuk Mahkemeleri Alanına Giren Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk
Sulh Hukuk Mahkemeleri Alanına Giren Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk
Tüketici Mahkemeleri Alanına Giren Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk
İcra Hukuku Alanına Giren Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk
Ticaret Mahkemeleri Alanına Giren Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk